26 Şubat 2013 Salı

kalp temizler zihni.

Zihin ve kalp ayrıdır
demedi
gözleri sevgiyle bakabilecek biri
kalp sadece kanı pompalar
beyinde her şey biter
susamıkaldım ben.
gözlere baktım kalbe baktım
sustum.
sonra bi an kendi kendime
yagmurun ışıkla birleştigi yerde
kalp dedim
ayırır temizi ve kirliyi
kalp dedim
çevirir kirliyi temize
sonra ben
yagmurun şiddetle ışıgı sevdigi yerde
dedim
kendime
canlı
içinde
temiz olassa neye yarar
yaşadıkları
kir temizlenmesse
neye yarar
zihnin varlıgı?

18 Şubat 2013 Pazartesi

.Anne;yemek...

Sonra kedi gelmiş eti yemiş
Anne görünmeden kedinin degmedigini düşündüklerini temizlemiş
görünmemek deyince kendi görmemiş kimseyi
oysa görenler varmış
sofrada söyleyenler
sonra bagırmış anne yalancı
herkesin içinde
ve aglamış yalancı olmayan
nasıl bir anne temizler
kırık camların içinden fasulyeyi
yerken gelmişte agzına cam parçasına
üzülmüş üzülmesine
   ama 
cam parçası soluk borusunu geçti diyelim
midenin gücünde çamaşır makinesi gibi çalkalanırken
her yeri kanatırken ince bağırsağa geçip burayı yırtıp dalagı parçaladıktan sonra
öleceginden
birazdan öleceginden
    degil
 aglaması
                sade;nasıl bir anne öldürür çocugunu?
fasulye ugruna,et ugruna
   düşündü sonra
avustralya filminde vardı et piyasası
savaşalardamı bu ugurdaydı?
hayır o an aklına gelmedi bu
 yazının rahatlıgından yazıldı
o ana dönelim şimdi
kim dünyaya rahata ermek için gelmiş te rahata kaçıyor ve yazıyor
yazsın tamam ama amaç o an degilmiydi
yine uzatıyor döndürüyor konuyu sadede gelelim
nasıl bir anne sorusunu düşünürken bir yandan da odasında canı sıkılıyordu
bu yüzden dişine gelen yutulmayan cam parçası üstünden kurmuşta kurmuştu
can sıkıntısı geçmemişti henüz ki annesini bekliyordu
gelsin ona soracaktı
nasıl bir anne?
geldide annesi
sorduda
cevabını bile aldı
annemiz bizi böyle yetiştirdiydi cevap
biz israf etmemeye alışmışız
sonra anlattı kız ya cam dalagımı parçalasa
üzüldü annesi
ki degişim için üzülmek şarttı
şartmıydı?
en deger verdigini üzmek onu daha iyi yere getirebilmek için
...
üç noktanın anlamı üstüne bi kitap gördü okuyamadı ama ismi hoşuna gitti kitabın
anlamı çoktu onun gözünde üç noktanın
acaba kitabı yazan neler görmüştü
...
sonra elleriyle yedirdi bir çay eşliginde
kocaman kıza akşam yemegini
küçükken sarıncakta üç sallanıp bir yerdin
dedi annesi,
kız ne zaman ben kendim yerim dediginde.
Her lokmadada dedi  ve her lokmayı yedirmesini istedi annesinin
ki gördü
küçüklügünde sallanırken
gördügü gülümseyen ayın suretini
bir dede mi vardı?
benziyordu hakkaten...
anne ayda ki dedeyi görüyormusun?
parlak akşamlardı gök pasparlaktı
yine aglayası geldi
sarıncagını özledi
hep özlerdi
aklına gelince mesut gülerdi
böyle bir anneydi işte
iki sarıncak kurmuştu
iki balkona
sevmiştide
vardı bi öyküde
aile birleşmesinde
yakalanan fotograf karelerinde
en masum kare
yere düşün yemegi toparlayan anne.