Dogville
Dogville kasabasın da hayat fazlasıyla ideal bir hayattır ve
insanlar az ile yetinmeyi bilirler. Her kesin yapması gereken işleri vardır. Kasaba da ki çocukları saymazsak on beş farklı
karakterin her biri ayrı çizgilere sahiptir.
Kasabaya yeni biri gelir. Gelen için bu durum bir
yolculuktur. İyi niyetli, güzel geçimli, zengin görünümlüdür yolcumuz. Gelişinden biraz önce silah sesleri
duyulur. Bir şeylerden kaçmaktadır, kasabaya sığınmıştır. Kasabalılar ise
hiçbir şeye ihtiyaçları olmamasına rağmen iyilik için yolcuya ufak tefek işler
vermiş ve onun ihtiyaçlarını karşılamışlardır.
Kasabalılar
yaptıkları iyiliğin karşılığının daha çok olması gerektiğine inanmışlar ve köle
gibi çalıştırmaya başlamışlardır. Zamanla daha da çok hak ettiklerini düşünerek
karşılık olarak kötü davranma haklarının olduğuna inanmışlardır. Yolcumuz her şeye rağmen sevildiğini
düşündüğü için bu yerden ayrılmamıştır.
Kasabalılardan, çok çocuklu olan Vera, bilim ve
entelektüellikten hoşlanmaktadır. Kabul ettiği, çocuklarına öğretmeye çalıştığı
bilimsel görüşler vardır. Acıya tepki vermemek gibi. Çocuklarının kötülüğe olan düşkünlüğü, Vera'nın mutsuzluğu aslında bir şeylerin yolunda olmadığını göstermektedir. Veranın eşi ise bir
zamanlar şehirde yaşamıştır. Burada çiftçilik ile geçimini sağlamaktadır. Doğaya
minnet ile aşk arası bir bağ ile bağlı bulunmaktadır. Bu naif duygulara sahip
kişiyle başlamıştır kötülük. Aslında yolcu ilk geldiğinde onu, "Burada ki insanlar geldiğin yerdekilerden farklı değil git burdan." diye uyarmıştır. Vera eşinin
işlediği suçu yolcumuzdan bilmiş ve acı teorisini onun üstünde denemiştir.
Tarçınlı kurabiyelerin koktuğu, kibarlık timsali kasaba
halkı; aç gözlülük, insan kullanmak gibi
hayvani duygulara teslim olacaklardır.
Bu serüvende yolcumuza aşık görünen ancak kasaba halkının
yaptığı her şeye göz yuman Tom, filozof
olmaya çalışmaktadır. Film boyunca devam eden ahlakının esasında ahlaksızlık
olduğu ortaya çıkacaktır.
Yolcumuz film boyunca herkesi affetmiştir. Dogville halkının yaptıklarını, onların çocuklukta yaşadıklarına, cahilliklerine ve yaşantılarına vermiştir.
İnsanların yaptıklarının cezasını çekmeyi hak ettiklerini söyleyen babasından kaçan yolcumuz, bu görüşün, gücü olanlar için bir sorumluluk olduğunu filmin sonunda kabul etmiştir. Affetmesi, babasına göre; kendini yüksek görmesindendir ve sorumluluktan kaçmaktadır. Çünkü oda aslında bir güçlüdür.
Filmin sonunda yolcumuz, Vera nın gözleri
önünde çocuklarını "öldürtme sorumluluğuna" erişecektir.
Tiyatro sahnesinde gibi çekilmesi beni etkiledi. Nicole Kidman'ın harika oyunculuğu. Lars Von Trier' in diğer filmlerini de izlemeye niyetlendim. Karakterin olgunlaşma yönü farklı. Güç, güçsüzlük, iyilik, kötülük, affetmek konularına başka açılardan bakılmıştır.
Yaşanacaklar…
Yasamlarımız...
Sokakta hayat vardı şimdi ise virüs . Evlerimizdeyiz. Evde her
zaman hayat var. Sabah ailecek kahvaltımız beklide en büyük zevkim. Sonrasında
kurs ve çalışmam gereken tezim. Eksiklik hissi. Sanat, kitap, tiyatro, film,
müzik, gezi.. Yeterli vakit ayırmayla
yapabileceğim işler..
Sonra yapılmaya bırakılanlar. İdeali ararken şimdiden vazgeçişim. Bu yazıda sonranın işiydi. Kaçamak yaptım ve seni yazdım.
Sokağa çıkma yasağı değilde, kendimin kendime
yasakları.
Aşk estetiğidir yaşamak. Kıymetli Beşir Ayvazoğlu'nun kitabından bahsediyorum. Öyle naif ki. Ayırt etmeden; sanat nerede, kimdeyse örneklemiş kitabında. Nietzche de geçiyor kitapta. Sevgiler onada. Yürümenin felsefesi kitabında hakkında okuduklarımdan itibaren pek seviyorum kendisini. Ağlıyorsa içinde ki derin sevigiden. Yıkmalı önyargıları. Gökyüzüne bakmalı, evlerimizdeysek camlarımızdan.
Derin hayallere götüren bir grup paylaşmak isterim birde. Kalenderi...
https://www.youtube.com/watch?v=n1Q0MS4vPIE Dehri Gezsen.
Üretmek, öğrenmek ve öğretebilmek için çalışma sorumluluğunu
üstlenebilmek. Yaşamayı kaçırmadan.
Sevgilerle.